28 Nisan 2015 Salı

Sizin Hiç İştahsız Çocuğunuz Oldu Mu ?

Benim oldu, nur topu gibi iştahsız bir bebek doğurmuşum. Bunun ne demek oldugunu ancak yasayan bilir, net ! Bu yaziyi cok uzun zamandir yazmak istiyordum ancak bir turlu yasadiklarimi toparlayamadim. Suan durum biraz daha iyi oldugundan, bende durumu kabullendigimden daha kolay yazacagimi umuyorum.


Aden Ruzgar dogdugundan beri oyle guzel emer, oyle guzel sut icerdi ki... Ben hep "masallah cok istahli" derdim, halt etmisim. Meger bizimki sadece memeye, sute duskunlukmus. Ne bilsin bu acemi anne. Oglum ek gidaya yedi aylikken basladi, sagolsun Mujde Hanim harika bir doktor, anne sutu yettigi muddetce devam dedi. Sayesinde bende cok bilgilendim. Hic acele etmedim ek gida icin. Ufak ufak sebze haslamalari ile basladik, basladik baslamasina da bizimki agzina sokmadi hicbir seyi. Hadi dedik pes etmek yok, tekrar tekrar ara vererek deneyecegiz.

Her ogun benim icin mutlak bir iskence halini aliyordu, agzina degisik hicbir tat koymayan bir bebek, her hazirladigi yemegi itinayla cope doken bir anne. Kendi yemedigim, sevmedigim her yemegi, nasil bebege uygun pisirebilirim'in derdine dusmustum coktan. O kadar arastirma, doktor kontrolleri, pedagog yardimi hicbiri ise yaramiyordu. Delirmek uzereydim. Bir yandan etrafin soylemleri, bakamiyor cocuga, yemek yapmiyor & vermiyor cocuga (calisiyorum ya, o yuzden evde yemek yapmiyor kafasi), yeteri kadar zorlamiyor, bir zorlasa yiyecek cocuk lakirdilari... Bu buhrani ben ne kadar anlatmaya calissam da tum samimiyetimle soyluyorum ancak bu yoldan gecmis bir anne idrak edebilir.

Aden Ruzgar oldu 10 aylik, durum ayni. Oldu 13 aylik, durum ayni. Oldu 16 aylik durum ayni... Tabi bu sureclerde yapmam, izin vermem dedigim her seyi bir guzel yaladim yuttum. Vay efendim Aden Ruzgar asla Tv izlemeyecek, izledi efendim hemde ne pepeler, ne canim kardesimler... Vay efendim Aden Ruzgar asla tablet ile zaman gecirmeyecek, Aden Ruzgar 14 aylikti sadece onun icin bir tablet alindi... Vay efendim yemek secen cocugu annesi-babasi o hale getirir asla ikinci bir cesit verilmeyecek yemezse, ikinci degil ucuncu besinci cesidi hazirladigimi biliyorum ard arda... Vay efendim yemek masada yenir, asla elinde yemek ile arkadan kosturulmayacak, kosmak ne demek, ben depar atiyordum Aden Ruzgar'in pesinden bir kasik yesin diye. Vay efendim elinde ekmek ile salonda gezdirilmez cocuk, elinde ekmek degil tencere tasisa aman yesin de modundayim suan. Bu ornekler bu sekilde uzar gider. Annelik boyle demek, ogrendim. Az biraz tukurdugunu yalamak, az biraz cocuksuz gunlerinde boburlene boburlene asla ile baslayan cumlelerini yutmak.


Neyse... 
Tum bu surecte her sey arap saci modundaydi. Oglum tam gun hicbir sey yemeden gununu geciriyor, aksamlari ise uyku saatinde verecegim sutu bekliyordu. Gece ise belirli araliklarla uyaniyordu sadece sut icmek icin... Sutunu icip tekrar uykusuna devam ediyordu. Boylelikle gece beslenmesi de halen devam ediyordu tabi. Mujde Hanim bu konuda mutlaka gece beslenmesini kesmemiz lazim diyordu ama gelin birde bana sorun. Vermedigim gece, neredeyse ciglik cigliga agliyor, sakinlestirmek asla ve asla mumkun olmuyordu. Aden Ruzgar agliyor, ben agliyordum. Cok ama cok zor bir surecti benim icin. Her doktor ziyaretlerimiz husran ile sonuclaniyordu, ote yandan pedagogumuz Esra Hanim israrla tv, tablet kisitlamasindan bahsediyor, yemeklerde bu ikisini kullanmamizin hic dogru olmadigini uzun uzun anlatiyordu. Tabii ki bende biliyordum dogru yapmadigimi ama gelin gorun ki kazin ayagi oyle degil. Okudugum tum kitaplar, edindigim tum bilgiler o noktada sifirlaniyordu. 
Ote yandan bu kadar sut icmenin cocukta zararli olabilecegi, belli basli hastalik / hastaliklar yuzunden gida alamadigi gibi tereddutler belirdi. Isin tip kismi bu tabii. O noktaya varmistik artik. Gunduz hicbir sey yemeyen bir cocuk, gece bir litre sut icen bir cocuk. Mujde Hanim kan alinmasi gerektigini ve bazi degerlere & hastalik risklerine bakilmasi gerektigini soyledi bir doktor kontrolumuzde. O an gercekten cok beceriksiz bir anne oldugumu dusundum, ona iyi bakamadigimi falan... 
Gelecek ay icin organize olduk, gelecek ay yapalim dedik cunku bir ay daha sure tanidik Aden Ruzgar'a belki toplarlar diye... 
(Mujde Hanim bu yuzden harika bir doktor, tum bunlara ragmen Aden Ruzgar'in boy, kilo ve pedagojik gelisimi normal oldugu icin hicbir zaman panik yapmadi beni, talep etmeme ragmen asla istah acici bir takim ilaclar kullanmama izin vermedi, kendisine sonsuz tesekkurler)... 
O bir ayda tabii ki bir sey degismedi, kan tahlillerini yaptirdik, (bebekten kan almak tam bir eziyet, icim kiyildi resmen) Alinan kan ile A'dan Z'ye her seyine bakildi. Genetik bir hastalik riskinden tutun da, gida alerjisine kadar... 
Allah'a sukurler olsun ki her sey yolunda cikti, Mujde Hanim "napalim istahsiz cocuk yapmissiniz, olmus. Zamana birakin, deneme yoluna devam... Yerse verin, yemezse israr yok alternatif yok kaldirin" dedi. Bendeki huzuru, rahatlamayi varin siz dusunun.
Gunler geldi gecti, Aden Ruzgar suan 19,5 aylik. Durum kotunun iyisi. Bazen gercekten ogun ogun guzel yiyor, bazen iki kasik alip tamam diyor. 
Yedigi o iki kasik icin oyle sukrediyorum ki, bunu kimse anlayamaz. Bizim ek gida surecimiz cok sancili oldu, cok uzulduk. Simdi dusunuyorum hata nerde diye, inanin bulamiyorum. Bu yuzden her cocuk farkli gelisiyor, hepsi gelisim yollarindan farkli zamanlarda geciyor. 
Bunu annelerin anlamasi ne yazik ki zaman ve tecrube ile sabit. Bakiniz ben. Bilseydim bu kadar stres, uzuntu sahibi olur muydum hic ? Geciyor her sey, duzeliyor... 

Istahsiz cocugu olan annelere sesleniyorum doktorunuz her seyin yolunda oldugunu soyluyor ve bebeginiz gelisim yolunda problemsiz ilerliyorsa dert etmeyin yemiyor bu cocuk diye. Inanin bana yiyecegi zamani onlar bizden cok daha iyi biliyor. Asla mudahale etmeyin, agzina zorla tikistirmayin. Bu cok daha telafisi mumkun olmayan sonuclara sebep oluyor. Yasadim biliyorum.

Yukarida anlattiklarim benim tecrubelerimdir, kimseye cocugunuza tv ve tablet kullandirin demiyorum. Ben Aden Ruzgar ile yasadiklarimi anlattim, doktor tavsiyesi degil sahis deneyimidir.
Her annenin, her bebegin seruveni farkli. Herkesin dogrusu da... Bu nedenle uzmeyin kendinizi. Sizi burdan yaralamak isteyen capsizlara da asla kulak asmayin. Umursamayin... 
Bebeginiz icin en dogru yolu siz bulursunuz, en dogru karari siz verirsiniz.
Hepinize bol gidali, bol uykulu gunler dilerim.
         

26 Nisan 2015 Pazar

Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!

Soma İçin Bir Olduk:  Hepsi bizim yakınımızdı ki…

Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.

Ertesi gün çocukların hiçbiri okula gelmedi...

13 Mayıs 2014, Çarşamba… Kömür madenleriyle bilinen Soma kasabasında meydana gelen elim facianın ertesi günü… Soma’da görev yapan öğretmenler “o gün bizim için çok zor başladı, çocuklarımızın hiçbiri okula gelmedi” diye anlatıyor. Öğretmen Emel Abadan “Öğretmenler odasında sürekli haberleri izliyorduk ve herkes ağlıyordu” diyor. Öğretmen Mustafa Sabur: “Çocuklar okula döndüğünde onlara ne söylerim diye içi içimi yiyordu. Derken bir gün Bilim Kahramanları Derneği’nden geldiler ve etkilenen çocuklar için bir projeleri olduğunu söylediler.”

Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.

Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

18 Nisan 2015 Cumartesi

“ İçerdeki Çocuklara” Anaokulu


Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye genelindeki 7  kadın ceza infaz kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.



Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak  yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı,  cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de  kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.

İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan 4528’e gönderilecek SMS’ler ve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının  iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerinde de yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje,  cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek. 

İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum, 0-6 yaş arası çocuklarını kendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’nde mahkum anneleriyle cezaevinde yaşayan 0-6 yaş arası 53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin de iyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.




Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum, yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların, bu süreçte yaşadıkları deneyim, hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazık ki derinden etkiliyor. Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.

“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adım İstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları,  kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.

Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bağış için ;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; Vakıfbank Kadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001 5001 5800 7303 0490 01

Bilgi : Arife Avcu Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
 arife.avcu@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17

TCYOV