13 Ekim 2016 Perşembe

Tuvalet Eğitimi

Merhaba,

Aslına bakarsanız biz bezi Haziran ayında bıraktık ama yazısını bir türlü toparlayıp yayına alamamıştım. Malum yaz kafası :)

Her anne gibi bende, bezi bırakmadan önce onlarca blog, onlarca site ve kitap okudum, bu işler nasıl oluyormuş diye. Ancak söylemeliyim ki; o kadar çok korkuyordum ki, Aden Rüzgar beni çok yoracak bu iş bir kerede bitmeyecek diye... Ama çok büyük yanıldım :) Aden Rüzgar beni utandırdı, ve bu konuda inanılmaz bir başarı kaydetti.

Benim naçizane bu konu için size en güzel önerim kararlı olmanız ve yumuşak bir tutum sergilemeniz. Çok despot, çok aceleci, çok kuralcı olmanız sanırım geri tepebilir. Sinirlerinizi aldırmanızı yada onları bir köşeye bırakmanızı tavsiye ederim.



O halde başlıyoruz...

Hazırlık olarak ve kesinlikle işe yarar dediğim birkaç nesne var, şu alt açma bezi diye nitelendirdiğimiz şeyleri iki paket almanızı öneriyorum. Haa bu arada, ben gece-gündüz aynı anda bu işi aradan çıkardım ki ''bence'' kesinlikle en uygunu bu. Bolca külot, bebek oturağı ve klozet adaptörü. Bunlarda kendi içinde şöyle ayrılıyor; bebek oturağı dediğim şeyin tonla çeşidi var, müziklisi, ışıklısı vs. Ben olabildiğince sade görevini aşmayan bir şey tercih ettim. Diğerleri bana ticari geldi açıkçası. Adaptör içinde aynı prensibi sergiledim, ebebek'te satılan olabildiğince düz bir şey aldım. Alıştırma külodu da aldım ancak, çok ama çok saçma buldum o yüzden onu sizin tercihinize bırakıyorum şöyle ki altını ıslattıktan ve bundan rahatsızlık duymayacak şekilde dizayn edilmiş bir şey bana pek mantıklı gelmedi, bezle aynı kategoride. Bebek oturağı da gerekli mi değil mi, çok kestiremiyorum. Biz çok kısa bir dönem kullandık, 3-5 gün desem yeridir. Bu yüzden bence en önemli ihtiyaç bolca külod, wc adaptörü, alt açma bezi. Bunlar bizim için yeterli oldu, sizi bilemeyeceğim :)

Ben tuvalet eğitimi verdiğimde Aden Kuş 33 aylık idi ve kesinlike hazırdı. Aden geç konuştuğu için, benim aklımda hep konuşmaya başladıktan sonra diye bir evre vardı. Oğlum yaklaşık olarak 29 aylık iken konuşmaya başladı, bunu da buraya not düşüyorum, oğlu / kızı konuşması gecikmiş anneler varsa (gerekli kontroller yapılmışsa ve bir sorun olmadığı anlaşılmışsa) hakikaten canınızı sıkmaya hiç gerek yok, eninde sonunda konuşuyorlar MIŞ :) Bende çok üzülüp, canımı sıktığım için kendimden biliyorum.

Neyse, uyandığımız sabahın birinde Aden'i bezi ile vedalaştırdım, artık abi olduğunu ve çok büyüdüğünü bezini çöpe atıp, bizim gibi külodlar giymesi gerektiğini anlattım. Birlikte bezini çöpe attık, buraya kadar her şey yolunda :) Sadece külodu giydirip arkamı dönmemle çişini altına yapması ışık hızında oldu... Neyse ki kendimi buna çok hazırladığım için çok koymadı :) Aden'e de tamam annecim bu tarz kazalar olabilir haha hihohaa şeklinde bir senaryo yazdım ve oynadım. Gün içerisinde bu kazalar kaç oldu sayamadım bile :) Gerisini siz düşünün... Önceleri saat başı çocuğa çişin var mı ? diye sordum, genellikle onu hep ben tuvalete götürdüm çişini yapması için. Yaklaşık 3-4 gün boyunca bu böyle devam etti diyebilirim. Ben direkt klozet adaptörünü kullandım, o da sevdi büyük gibi tuvalete çiş yapmayı. Her klozete çişini yaptığında yaşasın sen artık abi oldun, aferin sana ! diye ufak sevinç gösterisi yaptım. Ve her defasında hadi şimdi çişimizi evine yollayalım, annesi onu merak etmiştir deyip bye bye yapıp sifonla çişleri evine yolladık, bu da Aden'in çok hoşuna gitmişti. Üç günün sonunda artık çiş geldi demeye başladı. (tabii bu dönemde de yaşadığımız kazalar oldu) Bunlar için sadece anlayış ve sabır diyorum. İnanın geçiyor, bitiyor... Biz aynı senaryoyu kaka içinde gerçekleştirdik, ancak wc adaptöründe kakasını yaparken epey zorlandı. Hem ilk hemde kakanın daha zor bir eylem olmasından dolayı sanırım kakada biraz huysuzlaştı.

O dönemde Aden'in rutin doktor kontrolleri de vardı, 4.günümüzde doktorumuzu ziyaret etmiştik, ona olayı anlatınca adaptörden vazgeçin bir süre oturağı kullanın dedi. O gün hastaneden sonra oturağı banyonun bir köşesine koydum ve Aden'cim istersen kakanı buraya yapabilirsin bu da senin tuvaletin, abi tuvaleti dedim. Çocuk bir heves, bir heyecanla öyle sevdi ki oturağı :) Kakasını başardık oraya yapmayı, ilk kaka geldiğinde yaşasın, bir kaka geldi, hoop bir kaka daha geldi diye biraz coşkulu eylemler yaptık, sevdi bu olayı :) Artık kakasını oturağa, çişini direkt klozete yapmaya başlamıştı. (kısa bir dönem tatile geldiğinde oturağımızı 3-5 gün yanımızda gezdirdik) :)

Gece ise şöyle oldu; önce nevresimin altına o alt açma bezini yatağın bayasını kaplayacak şekilde serdim (3-5 tane yeterli oldu kaplama işlemi için) ardından onların üzerine normal nevresimi ve nevresimin üzerinede bir tane çocuğun yatacağı bölgeye alt açmadan serdim. Uyutmadan önce sıvı alımını biraz azalttım, tuvaletini yaptırdım ve normal rutininde Aden'i uyuttum. İlk gece 1-2 saatte bir uyandırdım. (kendime bir kavanoz buldum, ve çocuğu çok uyandırmadan kaldırarak oracıkta çişini yaptırmayı başardım) inanın bu çok pratik bir şey oldu benim için :) Gece çok daha az kaza yaşadık diyebilirim, üçü geçmemiştir yani o derece :) Varsa bir maşallahınız alırım :)

Gece kaldırma olayını da yavaş yavaş saatlerin arasını açarak sonlandırdım belli bir dönem sonra, hatta iki gecenin ardından bi süre sadece saatimi sabah 6.30'a kurdum, o saatlerle çiş yapmaya müsaitti çünkü benim oğlum bunu nöbetlerinizde anlayacaksınız öyle bir saat dilimi var bence :)
Bir dönem 6.30'da çişe kaldırdıktan sonra yavaş yavaş tutmayı da öğrendi, artık yetişkin gibi sorunsuzca tutabiliyor.

Ve Aden tuvalet eğitimine kadar her gece uyanan bir çocuktu, tuvalet eğitimi ile birlikte bu sorunda kendiliğinden hallolmuş oldu. Bu anne,33.ayından sonra geceleri deliksiz uyku ne demekmiş yeniden yaşadı :) Teşekkürler Aden'im :)

Çocuğa göre değişiyor elbet bu durum, kimi çocuk 3 günde kimisi 3 ayda oturtuyor bu düzeni. Bu yüzden çocuğunuzu başka çocuklarla, kendinizi ise başka anneler ile kıyaslamayın. Bence en önemli ayrıntı, bu çocuk bu işi bilmiyor yada öğrenemiyor diye tekrar beze dönmeyin. Ne kadar sancılı olursa olsun bitiyor çünkü, biraz sabır :)

Faydam olabildiyse ne mutlu bana, kendinize iyi bakın kızlar'cım.

Sevgiler,
adenruzgarmom




30 Eylül 2016 Cuma

Sevdiğin Sanatçılara Oy Vermek ve Kırmızı Halıda olma şansı yakalamak için son gün Pazar günü!

Bu yıl 43.’sü düzenlenecek olan Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde televizyon ve müzik dünyasının yıldızları sizin vereceğiniz oylarla parlıyor. Oylamaya katılarak sevdiği sanatçıları ödüle bir adım daha yaklaştırdıktan sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan 10 kişi, ayrıca geceye katılarak benzersiz deneyimler yaşama fırsatı yakalıyor.

Bu yıl 43.'sü gerçekleşecek Türkiye’nin en prestijli ödül töreni “Pantene Altın Kelebek Ödülleri” için oylamada son hafta! Sevdiği sanatçıları oylarıyla destekleyenler arasından seçilecek 10 kişi ayrıca geceye Pantene’le hazırlanacak, kırmızı halıda sevdiği sanatçılarla tanışma fırsatı kazanacak.
Türkiye’nin sevilen yıldızlarını bir araya getiren “Pantene Altın Kelebek” ödül töreni heyecanına katılmak çok kolay. En sevdiği sanatçılara oy verdikten sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan katılımcılar, ödül gecesinde benzersiz deneyimler yaşama şansı yakalayacak. Seçilecek 10 kişi geceye Pantene’le hazırlanacak, alanında uzman kişilerden tavsiyeler alarak kırmızı halıda parlayan saçlarıyla yürüyecek.

Oylamaya katılmak ve gecenin yıldızı olmaya hak kazanmak için: http://www.pantenealtinkelebekodulleri.com/

Sosyal medyada  #PanteneAltinKelebek etiketini ve Pantene Türkiye Instagram ve Youtube sayfalarını takipte kalın!

 

 

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Sana ne ifade ettiğini #AnneneHiçSöyledinMi?

Annenizin size olan sevgisini siz de anne olunca gerçekten anlayabilirsiniz... Nestlé İyi Büyüsün İyi Yaşasın Anneler Günü video’sunu izleyerek, siz de annenize olan sevginizi https://www.facebook.com/iyibuyusuniyiyasasin adresinden paylaşabilirsiniz.

Ayrıntılı bilgi almak için www.iyibuyusuniyiyasasin.com adresini ziyaret edebilirsiniz. 

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü kutlu olsun!

Anneler Günü geldi çattı… “Hep daha iyisi” diyerek bebeklerin ve annelerin isteklerine her zaman en iyi şekilde cevap veren, Türkiye’nin yeni bebek bezi ve ıslak havlu markası Sleepy, Unutkan Anneler’e teşekkür ederek onları unutmadığını gösterdi.

Bir zamanlar uyku kelimesini en sıcak kelime olarak tanımlayan, %50 indirimleri ve yeni sezon çantaları kaçırmayan, en son çıkan filmlere en önce giden, yemek keyfinden asla ödün vermeyen, küçük bir temizlikten sonra bile en az 3 saat dinlenen ve fönsüz dışarı adımını atmayan ama bir gün, dünyalarını değiştiren o büyük mutluluk ile birlikte dünyaları unutan tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü’nü büyük bir coşku ile kutladı.

Kendilerini çocuklarına adaya Unutkan Anneler’i unutmayan Sleepy, Anneler Günü için özel olarak hazırladığı ajandası ile de tüm annelerin kalbini çalmayı başardı. #unutkananneler hashtag’ini kullanarak Instagram ve Twitter sayfalarında paylaşımda bulunan ve Mayıs Ayı boyunca market.sleepy.com.tr adresinden alışveriş yapan herkese dağıtılacak bu ajanda ile tüm bir yıl mutluluk ve bol bol gülümsemeyle geçecek.

http://www.unutkananneler.com/

Sleepy, en sevdikleri pastanın son dilimini her zaman çocuklarına ayıran ve gerçek sevginin ne anlama geldiğini varlıklarıyla kanıtlayan Unutkan Anneler’e “İyi ki varsınız…” diyor ve kalpten bir teşekkür gönderiyor.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

1 Nisan 2016 Cuma

İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım

Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.

İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.

Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.

Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.

Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.

Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.

Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.

Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=B7MDJzarokU

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

8 Mart 2016 Salı

Yves Rocher Vakfı – Institut de France, Toprağın Kadınları Projesi

1991 yılında markanın kurucusu Yves Rocher’in oğlu Jacques Rocher tarafından doğa ve çevreyi koruma amacıyla kurulan Yves Rocher Vakfı, 2001 yılında, Fransa’nın en eski en prestijli ve en köklü kurumu olan Institut de France çatısı altına girdi. Aynı yıl,  Yves Rocher Vakfı-Institut de France, “Toprağın Kadınları” projesini lanse etti. ”Kar amacı gütmeden, çevre, eğitim,toplum konularında fayda sağlamak için emek veren kadınları desteklemeyi ve seslerini büyük kitlelere duyurmayı” hedefledi. Bugün, 2015 itibariyle “Toprağın Kadınları” projesi kapsamında 50 ülkeden 325 kadın doğaya, topluma,eğitime katkı veren projeleri için ödüllendirildi ve toplam 1.6 milyon euro ödül dağıtıldı.
Yves Rocher Vakfı – Institut de France tarafından yapılan proje Türkiye’de ilk kez bu sene yapılacak.
“Toprağın Kadınları” projesi 3 temel başlığı kapsamaktadır.
1.Biyoçeşitlilik: Çevre yararına bir bitki türü ve ya tabiat alanlarının koruma altına alınmasını sağlamak.
2.Toplum:  Çevre yararına alınan bir aksiyon ile,toplumun refahına sürdürülebilir katkıda bulunmak.Bu kapsamda “Kadın özgürlüğü ve cinsiyet eşitliğine destek” de çok önemli bir alt başlık olmaktadır.Bununla da Birleşmiş Milletlerin,1000 yıl kalkınma hedeflerinden birini desteklemiş oluyoruz.
3.Eğitim:  Çevre ile ilgili bir konuda çocukların ve gençlerin bilinçlenmesini sağlamak.
2015 yılı sonunda kazananın belirlendiği yarışmanın ödül töreni 2016 yılında, Türkiye’de gerçekleşecek olan bir seromoni ile duyurulacak. Ardından Paris’te uluslarası bir seromoni gerçekleşecek.
Daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayabilir ve videolarını izleyebilirsiniz.
#ToprağınKadınları

Bir boomads advertorial içeriğidir.

29 Şubat 2016 Pazartesi

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.

5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.

Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Şubat 2016 Salı

Anne Sutu Nasil Saklanmali ?

Aden Ruzgar'in dogdugu gunden itibaren aklimin bir kosesinde surekli "ben calismaya baslayinca ne olacak ? , Sutumu nasil sagip, saklayacagim ?" sorusu vardi. Bu konunun onemli ve zahmetli bir sey oldugunu o kadar iyi biliyorum ki... Tecrubeyle sabit.

Aden Ruzgar dogduktan 3,5 ay sonra isime geri dondum, en basindan beri bunu da bildigim icin acikcasi emzirmeyi cok onemsemedim ama anne sutunu cooook onemsedim. (Bu benim dogrum, benim icin sartlar bu yondeydi, siz kendi sartlariniza gore hareket etmelisiniz). Memeye bagimli bir bebek olsun istemedim hic, surekli yaninda ben olamayacagim icin ve beni aramamasi adina biberon ile beslenmeyi de ogrenmeliydi. Iki ay gibi kisa bir zaman emzirdim Aden'i sadece, sonrasinda hep biberon...



Ise baslamadan emzirdigim donemlerde Aden'in memeyi bosaltamamasini firsat bilerek emzirdikten sonra hep makina ile bosalttim gogsumu. Tum biriktirdiklerimi de buzluga depolamaya basladim. Bu konuda neler devreye giriyor anlatayim;

  • Sutu hangi saklama kabinda saklayacaksiniz ?
Ben ilk once Lansinoh'un posetleri ile ise basladim. Ilk etapta pratik gibi gozuksede sonralari baktim posetle olacak is degil (bana gore) cunku sutu biberona dokerken posette kalan damlalar birikiyor, tam bir bosalma saglanmiyor. Milkway'in sut saklama kaplarindan edindim bir sure sonra saniyorum dort adet bir arada satiliyordu. Bunlarla yoluma cok uzun bir sure devam ettim. Tabii bu ise basladiktan sonra isime yaradi (buzluktaki sutler de bittikten sonra) ofisimde sagdigim sutu eve getirip bos olan kap ile takas yaptim surekli. Bir sure sonra o plastiklerde canimi sikinca kendime bildiginiz ufak boy cam kavanoz aldim. Hem saglik acisindan hem de hijyen olarak acayip icime sinmisti.
  • Peki sagilmis anne sutunun saklamanin en iyi yolu ?
Sutu sagdiginiz tarihi unutmamak icin saklama kabinizin yahut posetinizin uzerine etiket yardimi ile mutlaka yazin. Sagdiginiz sutu hemen dondurma ve buzdolabina koyma imkaniz yok ise; izole edilmis bir kapta yada cantada tutun. (Philips Avent'in bu tarzda bir cantasi var, ben iste sagdiklarimi eve o canta ile tasidim hep) Ve mumkun oldugunca sutunuzu derhal buzdolabina koyun. Sagdiginiz sutun bosa gitmesini istemiyorsaniz bebeginizin bir kerede icebilecegi kadar sutu tek bir posete yerlestirin.Anne sutu dondukca artar, miktari yukselir, bu nedenle kaplari agzina kadar doldurmayin.
  • Sagilmis sutu ne kadar sure ile muhafaza edebilirsiniz ?
Sütü bozulmadan saklamanız hangi saklama yöntemini kullandığınıza bağlı olarak değişiyor. Sağlıklı bebekler için genel kuralları göz önünde bulundurun:
Oda sıcaklığı: Taze olarak sağılmış süt oda sıcaklığında en fazla 4-6 saat saklanabilir. Sütü hemen kullanmayacaksanız ve odanız da sıcaksa sütü hemen izole edilmiş soğutucu kaba, dolaba ya da buzluğa kaldırın.
İzole edilmiş soğutucu: Annenin sağdığı taze sütü buz kalıplarıyla izole edilmiş soğutucu kap içinde bir güne kadar saklayabilirsiniz. Daha sonra sütü kullanın ya da buzdolabı veya dondurucuya nakledin.
Buzdolabı: Buzdolabının kapısında saklamamak şartıyla taze sağılmış sütü buzdolabında 5-8 gün arasında muhafaza edebilirsiniz.
Dondurucu: Taze sağılmış sütü, standard bir buzdolabının dondurucusunda 3-6 ay saklayabilirsiniz. Sandık tipi derin dondurucularda ise 6 ay ile 1 yıl arasında muhafaza edebilirsiniz. Aynı şekilde sütü dondurucunun kapağına değil, arka bölümlerine yerleştirin.
  • Donmus anne sutunu nasil eritmelisiniz ?
Ilk önce dondurduğunuz sütü eritin. Kullanmadan önce sütün üzerine yazdığınız tarihlere bakın ve ilk önce sağıp da sakladığınız sütü buzluğun ön tarafına getirin. İçinde ılık su bulunan bir kasenin içine süt kabını yerleştirin ya da akan ılık suyun altında kabı tutun. Sütü bebeğinize vermeden önce, sütün kaymağımsı kıvamını dağıtmak için hafifçe kabı sağa sola kıvırıp çevirin. Asla kabı güçlü bir şekilde çalkalamayın.
Asla donmuş sütü oda sıcaklığında eritmeyin. Çünkü bu şekilde sütün içinde bakteriler çoğalır. Donmuş kabı mikrodalgada ya da ocağın üzerinde ısıtmayın. Sütün bazı bölümleri çok ısınır, bazı bölümleri de soğuk kalabilir. Bazı araştırmalar, sütün hızlı ısınmasının sütün antikorlarını etkileyebileceğini gösteriyor.
  • Eritilmis anne sutu tazesinden farkli kokar yada gorunur mu ?
Anne sütünün rengi beslenmenize bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ayrıca eritilmiş anne sütü taze sütten farklı bir kokuya sahip olabilir. Ancak bebeğinizin beslenmesi için güvenilirdir. Eğer bebeğiniz eritilmiş sütü içmiyorsa, sütü saklama sürenizi kısaltmak yardımcı olabilir.
Umarim bir nebze olsa da yardimci olabilmisimdir, hepinize bol sutlu gunler diliyorum.

20 Ocak 2016 Çarşamba

Hamilelik Doneminde Kilo Kontrolu




Gebelik döneminde alınan aşırı kilolar, hamile kadınların ortak sorunlarından biri. Gebelik döneminde alınan aşırı kilolar hem hareketleri kısıtlıyor hem de hem sağlık açısından pek çok zararı var.

Hamilelik döneminde kilo kontrolünü sağlamak, sağlıklı beslenmek ve aşırı kilo alımını önlemek için 4 beslenme önerisi:

Meyve tüketimini artırın
Hamilelik döneminde vücudunuzun yeteri kadar vitamin aldığına emin olun. Mineral ve lif yönünden zengin olan meyveleri bolca tüketmeye özen gösterin. Meyveyle aranız çok yoksa taze meyveleri yoğurt ve balla karıştırarak tüketebilirsiniz.

Demir yönünden zengin gıdalar tüketin
Hamilelik döneminde kendinizi halsiz hissetmeniz çok normal. Özellikle kilo kontrolünüze dikkat ederek bir hamilelik dönemi geçiriyorsanız demir seviyenizi korumanız şart. Beslenme programınıza demir yönünden zengin sebzeler ekleyin, iki günde bir ıspanak tüketmeye özen gösterin. Doktor kontrolünde folik asit takviyesi de alabilisiniz.

Bol su için
Sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmek ve kilo kontrolü için bol su tüketimi şart! Su, cildi taze tutar, erken doğum riskini ve kabızlığı önler, vücudunuzdaki zararlı toksinleri dışarı atmanızı sağlar. Ayrıca taze sıkılmış meyve sularını da günlük beslenme programıza ekleyebilirsiniz.

Proteinli gıdalar tüketin
Hamilelik süresini aşırı kilo almadan geçirmek istiyorsanız, beslenmenizi protein üzerine kurmalısınız. Fasulye, bezelye, balık, tavuk ve yağsız etler tüketmeniz hem sağlıklı beslenerek aşırı kilo almanıza neden olmaz hem de hipertansiyon ve eklampsi denen gebelik zehirlenmesi riskini azaltır.

kaynak:hthayat

Goz Yasi Kanal Tikanikligi ve Tedavisi

Merhabalar,

Bizim evin gundeminde ciddi olarak iki haftadir, genel olarak ise Aden Ruzgar dogdugundan beri bu konu var. Ozellikle su son iki haftadir, ciddi doktor gorusmeleri ve muayneler yasadik, sonuc olarak Aden Ruzgar'in ameliyat olmasi gerektigine karar verildi.


Hikayemiz soyle basladi;

Aden Ruzgar dogdugundan beri goz capaklanmasi ve gozunde yasarma yasiyor. Bu durum o kadar can sikici, o kadar uzucu ki... Ben her onun gozunu o halde gorusumde kahroluyorum, dogdugunda doktorumuz bu durumun bircok bebekte yasandigini verdigi damla ile masaj yaparsak durumun gececegini belirtmisti. O tarihten beri kullandigimiz damla ile masaj yaptik Aden Ruzgar'in gozu ile burun arasinda kalan bolgeye. Bu eylem genelde sorunu cozmus gibi gorunsede neticede kesinlikle ortalama bir cozum yolu oldu bizim icin. 

Sonrasinda Aden'i Dunya Goz Hastanesinden Senay Hnm muayne etti ve kortizonlu bir damla onerdi, bunu yaklasik 15 aylik olana kadar kullanin, masaja devam edin ve bekleyin dedi. Koydugu teshis ise goz yasi kanal tikanikligi... Meger Aden'in dogumundan itibaren goz yasi kanali tikaliymis. Bu da gozde capaklanma ve yasarma yapiyormus. Goz yasi kanalinin dogustan dar yada tikali oldugu bir durummus bu. Verdigi kortizonlu damla ile goz yasi kesesinin oldugu bolgeye masaja devam ettik, bir zaman sonra capak ciddi anlamda gecti. Fakat damlayi biraktigimizda bir hafta sonrasinda tekrar gundeme geldi. Cocuk her sabah gozunu acamadan uyaniyor bu da uyanir uyanmaz Aden'de aglamaya ve krize neden oluyordu. Ne yapacagimizi sasirmistik.


Aden'i tekrar Maslak Acibadem Hastanesinden Banu Hnm'a goturduk (bu arada Aden 28 aylik oldu) Banu Hnm yaptigi muayenede kanalin hala tikali oldugunu bu nedenle ameliyata almasi gerektigini soyledi. 15 aylik donemden sonra geciktigimiz icinde sondaj uygulamasinin (Bebeğe önce çok hafif genel anestezi verilir. Sonra çok ince, ucu künt bir metal tel göz yaşı kanallarından geçirilir ve göz yaşı kanalları sıvıyla yıkanır. Bebekler bu işlemden sonra ağrı duymazlar. Tıkalı olan gözyaşı kanalını açmak için sonda işlemi uygun yaşta ve uygun şekilde yapılırsa düzelme şansı %90 dan fazladır. Ender olarak sonda işlemi iki veya daha fazla tekrarlanır.) sonuc vermeyeceginin bu nedenle; bu adimi gecip derhal endo DSR adli ameliyati uygulamasi gerektiginden bahsetti. Tabi o an yasadigim uzuntunun, kendimi suclamanin ve acimin tarifi yok. Annelik vicdani oyle garip calisiyor ki... Her seyi yapmis olsan bile mutlaka kendini suclayacak bir sebep bulabiliyorsun.





Sonda islemini az cok biliyordum ama endo DSR'yi ilk defa duymustum ve acayip tedirgindim. Bahsettigi ameliyat yine genel anestezi altinda olacak ve goz yasi kanalina silikon tup implatasyonu yapilacakti. Goz ile burun arasindaki o kanala lazer ile girip, tikali kanalin oldugu kisma silikon tup yerlesecek ve o tup bir ay boyunca orada kalacak daha sonrasinda yine bir ameliyat ile tup alinacakti. Bu ameliyat sonrasinda tabii ki agri ve az da olsa burundan kanamasi bekleniyordu. Aden'i gectim, ben bir yetiskin olarak o kadar cok korkmustum ki bu anlatilandan. Tabii ki korkmak bir cozum yolu degildi ve baska seyler yapmamiz lazimdi.

Sonrasinda internette ve doktor arkadaslarimizdan konu hakkinda destek ve bilgi aldik. Arastirmalarimiz sonucu goz yasi kanal tikanikliginda uzmanlasmis Baris Bey'i bulduk. Hemen kendisinden randevu alip, ziyarete gittik. Aden'i yaptigi muayne sirasinda diger doktorlarimiz ile ayni seyleri soyledi tek bir fark haric; "sondaj icin gec kalinmis evet, ama bu hic denenmemis bir seyin yapilmadan atlanmasina sebep olamaz, bu nedenle size tavsiyem once sondalama icin hazirlanalim sonrasinda baktim acilmiyor kanal, hemen tupe donup ameliyatin seyrini degistirmeyi planliyorum, ne dersiniz" dedi ? Tabii ki acayip aklima ve icime sinmisti bu yontem. Bende kesinlikle ayni seyi dusunuyordum, hic denenmemis bir sey neden yapilmadan ve sonucu gozetilmeden atlaniliyordu ki ?


Kendisi ile harika bir muayne ve sohbetten sonra icim rahatlamis olarak eve donduk, hem esim hem ben Baris Bey ile bu islemi gerceklestirme hususunda hemfikirdik. Aden'in gripli olusundan dolayi bir hafta kadar bu islemi erteledik, Baris Bey boyle olmasini uygun gormustu.


Suan icim bir nebzede olsa daha rahat, daha guvenli. Suan gozlem surecimize devam ediyoruz, Eger sizlerinde boyle bir problemi varsa aman dikkat !!!

Yasadiklarim ve anlattiklarim bir tecrube olsun istedim.
Sormak istediginiz herhangi bir sey olur ise bana cekinmeden yazabilirsiniz...
Diger etaplar icin yine bu konuda yazacagim.

Hepinize saglikli gunler diliyorum.

Sevgiler,
adenruzgarsmom

18 Ocak 2016 Pazartesi

Meme Kanserinden Korunmanin Basit Yollari !


Merhaba,

Konu basligi her ne kadar urkutucu olsa da; ihmal gerektirmeyen, onem arz eden bir konu bu bence. Her kadinin basina gelebilecek zor bir olay, tabii ki Allah kimsenin basina boyle bir sey vermesin ama verdiyse de korkmak yerine duzenli kontrollerle ve guclu motivasyon ile atlatilabilecek bir olay diye bakmak lazim diyorum. Ki biz kadinlar neleri neleri basariyoruz bu mu bizi korkutacak ? Bilmem neden bugun bunu yazmak geldi aklima, her kadinin rutin kontrolleri yaptirmasini gerektigini burdan bir kez daha hatirlatmak isterim, sizler de yakinlariniza bunu ihmal etmemesi gerektigini onemle ve sevgiyle hatirlatin lutfen...





Meme kanserinden korunmak icin yapabilecegimiz basit noktalara deginmek istiyorum bu yazimda. Neden olmasin ? Gunluk rutinlerimize bunlari ekleyebilmek cok zor degil, degil mi ? Hadi bakalim kizlar, buyrun;


  • Her gun 30 dk yuruyun !
Düzenli olarak yapılan spor, kilo kontrolünü sağlıyor ve meme kanserinin oluşumunda önemli bir risk faktörü olan kadınlık hormonu östrojenin düzeyini dengeliyor. Ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Yapılan çalışmalar, günde 30 dakika veya haftada 3 kez, birer saat yürüyüş yapan kadınların meme kanserine yakalanma risklerinin yüzde 40-50 oranında azaldığını gösteriyor.


  • Anne Olmayi Geciktirmeyin !
Günümüzde pek çok kadın kariyer kaygısı nedeniyle çocuk konusunu İleri yaşlara erteliyor ya da hiç çocuk sahibi olmuyor. Yapılan araştırmalara göre; ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat artıyor. Çünkü meme dokusu hücrelerinin gelişmesi, doğum ve emzirme ile tamamlanıyor. Memenin gelişmesi ne kadar erken tamamlanırsa, hücreler de bu kanser türüne yol açan genetik faktörlere karşı kendilerini o kadar korumuş oluyorlar.

  • Sigarayi Cope Atin !
Çünkü sigara kullanımı, meme kanseri de dahil olmak üzere birçok kanserin gelişme riskini artırıyor. Bu yüzden eğer hala sigara içiyorsanız, sağlıklı yaşamak için sigara içmeyi bırakın.

  • Gunde En Fazla 1 Kadeh Icin !
Çalışmalar her gün düzenli olarak alkol tüketen kadınlarda meme kanserine yakalanma riskinin alkol tüketmeyenlerden % 40 oranında daha fazla olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni ise akolün kandaki östrojen düzeyini yükseltmesi. Meme kanseri riskini önlemek için alkol alımını günde en fazla birer kadeh ile sınırlandırın veya kullanmayn.

  • Haftada 2 Kez Kirmizi Et Yiyin !
Kırmızı eti haftada 2 kez, birer öğün (250 - 300 gr.) yemeğe özen gösterin. Çünkü, kırmızı et, hemoglobin yapımını en iyi sağlayan demir kaynağı olarak gösteriliyor. Demir meme kanseri riskinin azaltılmasında olumlu yönde rol oynuyor. Üç köfte veya bir dilim biftek, bir öğün için yeterli geliyor. Ancak kırmızı et tüketimini abartmayın, aksi halde istemeden kolesterol ve kan yağlarınızı yükseltebilirsiniz.

  • Stresin Esiri Olmayin !
Batı tarzı yaşamın vazgeçilmez unsurlarından bir olan stres, bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor. Bunun sonucunda da pek çok hastalıkta olduğu gibi meme kanserinin gelişme riskini artırıyor. Meme sağlığınız için stresli ortamlardan mümkün olduğunca kaçının ve kendinizi gergin hissediyorsanız, spor, yoga, meditasyon veya size keyif veren başka etkinliklerle içsel huzura kavuşun.

  • Hormon Tedavisi Sirasinda Meme Kontrolu Yaptirin !
Menopoz öncesinde veya sonrasında ya da çocuk sahibi olabilmek için... Nedeni ne olursa olsun, uzun süreli hormon tedavisi görüyorsanız, düzenli olarak meme kontrolü yaptırmayı asla ihmal etmeyin.

  • Formunuzu Koruyun !
Hızla alınan kilolar, meme kanseri riskini artırıyor. Çalışmalar, karın ile üst beden bölgelerinde fazla kilosu olan kadınların, meme kanserine yakalanma risklerinin kilo fazlası bacak ile basen bölgesinde yoğunlaşan kadınlardan daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Bunun nedeni ise seks hormonunu bağlayan globulinin bu grup kadınlarda daha düşük düzeyde kalması, böylece östrojenin büyük bir kısmının vücutta serbestçe dolaşabilmesi. Bunun sonucunda da östrojenin meme dokularına bağlanma riski artıyor.


mahmure.com 'dan alintidir.

8 Ocak 2016 Cuma

Triko Kazak Kombin Önerileri

Bu kış çok sert geçecekmiş. 
Durum böyle olunca mağazaların vitrinlerini de kazaklar doldurdu. Çok üşüyen kadınların imdadına ise triko kazaklar yetişiyor. 

Bu nefis kazakları; basenleri olan kadınlar taytların üzerine, ince bacaklı kadınlar eteklerin üzerine, uzun boylu kadınlar ise direkt elbise olarak kullanabilirler. İçinizi ısıtırken tarz görünmenizi sağlayacak bu modaya biz bayıldık. 
Özellikle oversize bol kazaklardan en azından bir tane edinmenizi tavsiye ediyoruz. Butigimiz lemondedadenboutique te de benzer modelleri kolaylikla bulabilirsiniz, adres icin lemondedadenboutique uzerine tiklamaniz yeterli, bize online olarak instagramdan ulasabilirsiniz.
Sizin için en güzel, en şık, en tarz kazak kombinlerini biraraya getirdik. İşte gardırobunuzdaki parçalarla kolayca yapabileceğiniz öneriler...










(mahmure.com'dan alintidir)

5 Ocak 2016 Salı

Hello 2016 !




2015'i geride biraktigimiz su gunlerde, arkama donup baktigimda yiginla sey goruyorum. 2015 epey telasli, yer yer huzunlu ve sikintili, donem donem mutlu, coskulu, yeni baslangicli gecip gitti. Pek ozleyecegim diyemeyecegim ne yazik ki arkasindan.

2014 Ekim de profesyonel olarak calistigim isimden ayrilip, tamam artik ben kendi isimi yapacagim deyip Breno Concept ile guzel bir baslangic yapmistim. Bu gecen bir yilda guzel isler yaptik, epey yol katettik. Guzel insanlarla tanisip, calisma firsatim oldu. Kimi zaman elestirildim, kimi zaman takdir edildim ama hep iyi ki dedim. Hepsi bana yol gosterdi, hepsi bana destek oldu. Tesekkurler !

2015'in Aralik ayinda ise kendi butigimi online satisa actim, le monde d'ADEN boutique (instagram) oyle guzel donusler aldim ki, ne kadar mutluyum tahmin bile edemezsiniz... Onun disinda profesyonel olarak danismanligini yaptigim uluslararasi guzel bir projede calismaya da devam ediyorum, degmeyin keyfime anlayacaginiz...

Evet 2014'un son donemleri ve tamamiyla 2015 yili benim icin baslangiclar haric pekte parlak degildi ama inaniyorum ki bu yil harika seyler olacak, emek varsa umut hep var.

Bu surecte yanimda olan dostlarima cok ama cok tesekkur ederim, hayat birlikte guzel.

Sevgiler,

1 Ocak 2016 Cuma

Çamaşır Yıkamanın Keyifli Hali

Ev işleri arasında her hanımın farklı favorileri vardır. Mesela kimi ütü yapmayı sever , bazıları ise yemek yapmayı. Sevdiğiniz işlerin size verdiği keyif ise bambaşkadır ve terapik etkileri vardır. Başka dünyalara gider, hayaller kurar, güzel anları hatırlar, planlar yaparsınız.

Size harika bir haberimiz var. Artık bu keyfi size yaşatan favorileriniz arasına çamaşırı da ekleyebilirsiniz :) Çünkü Rinso bunu mümkün kılıyor.

Rengarenk paketleri ile raflarda dururken bile enerjisini yansıtan Rinso, çamaşır yıkamayı kolay ve eğlenceli bir hale getiriyor. Rinso’nun Kır Bahcesi (Yeşil), Çiçek Bahcesi (Pembe) ve Büyülü Bahçe (Mor) şişeli sıvı deterjanları hem beyaz hem de renklileriniz için tortu bırakmayan bir temizlik vaad ediyor.

Rinso’nun gerçek eğlencesi, yıkama sonrası çamaşır makineninizi açtığınız anda başlıyor. Öyle ki kapağı açtığınız anda tertemiz çamaşırlarınıza eşlik eden muhteşem çiçek kokuları tüm banyoya yayıyor. İşte o an, hissettiğiniz duygular tarif edilmez. Sanki bir anda sevdiğiniz bir melodi çalmaya başlıyor ve o koku sizi alıp bambaşka bir yerlere götürüyor.

Bu kokular o kadar kalıcı ki tertemiz çamaşırlarınızı asarken, kuruturken, ütülerken ve tabii ki giyerken makineyi açtığınız o andaki duygular size kendini hatırlatmaya devam ediyor. Rinso kalıcı bahar kokuları ile çamaşır yıkamayı keyfe dönüştürüyor.

Mutluluk ve keyif zaten anlık değil midir? Mühim olan o anlara hayatınızda yer açmak. İşte Rinso bunu mümkün kılıyor.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.