Hamilelik ve İş Hayatı, Bebekler ve Moda, Kariyer ve Anne, Kadın ve Güzellik, Yeni Çıkan Ürünler
30 Ocak 2014 Perşembe
Dikkat Öğretmen Var !
Evet güzel anneler, bannerdan da anlayacağınız üzre artık blogumuz daha kontrollü. Anne-bebek-çocuk üzerine ele alacağımız konuların bilirim ki hassasiyeti çok fazla. Ben zaten sizlerle bir şey paylaşmadan önce hem kendi psikoloğumla hemde Aden'in doktorlarıyla konuşup onay alıyorum. Bir de öğretmenimiz olsun dedim. Çocuk gelişimi ve eğitimi öyle hassas bir denge ki, uzman görüşü baya baya hayat kurtarıcı oluyor. Doğru bildiklerimiz yanlış çıkabiliyor, bunun farkına varamadığımız dönemlerde de işler tamamen bir kaos oluyor. Hem anne hem çocuk yıpranıyor. İstedim ki bu eğitimleri bize anlatacak ve yol gösterecek uzman biri olsun. Ve çocukluğumun en güzel yıllarında birlikte olduğumuz, birlikte büyüdüğümüz güzel arkadaşım Sabiha'ya kendisi ile gerçekleştirmek istediğim projeyi bir solukta anlattım. Her zaman paylaşım gücü yüksek biriydi canım arkadaşım, şimdi de kırmadı beni sağ olsun, destek verdi projemize. Kendisi şuan Kars'ta MEB'e bağlı bir okulda kadrolu öğretmenlik yapıyor, kesinlikle bu işe gönül vermiş biri o. Bu sebeple biz anneleri her koşulda aydınlatacağından ve usanmadan görüşlerini paylaşacağından hiç şüphem yok.
Kendisine buradan bir kez daha hem kendi adıma hem siz değerli okuyucularım adına teşekkür ediyorum ve bu projenin çok ama çok büyüyeceğinden mutluluk duyuyorum.
Sevgiler...
29 Ocak 2014 Çarşamba
İşlik Kadıköy Çocuk Atölyeleri
Dün akşam Sevgili Evren Kıvançer'den harika bir mail aldım. Sağ olsun kendisi çocuk atölyelerindeki etkinliklerinden beni de haberdar etmiş. Üzülerek cevap verdim kendisine, bizim pirena daha çok ufak ama diğer minnoşlar bundan keyifle yararlanabilirler. Evren Hanım'dan etkinlik takvimini istedim sizlerle paylaşmak için. Keyifle gidebileceğiniz, sizin de faydalanabileceğiniz, miniklerinizin bu durumdan hoşnut kalacağı şahane etkinlikler bulacaksınız atölyesinde. Yaş grubu tutanlar bence çok şanslı, ben şimdiden oğlumun büyüyüp birlikte bu tarz etkinliklere katıldığımız günlerini hayal edip kendi çapımda mutlu oluyorum. Çocukların bu tarz aktivitelerle büyütülmesini canı gönülden destekliyorum zira televizyonlar yeterince köreltiyor onları, daha ne kadar dijital dünyaya direnebiliriz, onları daha ne kadar uzaklaştırabiliriz bilmiyorum ama bu ve benzeri aktiviteler oldukça işimiz biraz daha kolaylaşıyor gibi geliyor bana.
Buyrun bakalım;
İŞLİK
KADIKÖY’DE ŞUBAT AYI
‘çocuk
ve yetişkinlere günlük atölyeler’
Detaylı
bilgi ve kayıt için :
Evren
Kıvançer 05322673076
http://islikkadikoy.com/atolyeler/subat-2014-gunluk-atolyeler
‘sopalı kukla atölyesi’,
7-11 yaş, 40 TL
31 ocak 2014/cuma,
10.00-11.30
eşlikçi : Sedef
Kermen
Bir
karakter tasarım sürecindeki, farklı aşamaların deneyimlendiği bu atölye
calışmamızda, çocukların sanatla kendini ifade etmekten zevk alması
hedeflenmektedir. Çocuklar bu programda, farklı malzemelerle 3 boyutlu,
karakterler yaratarak, figürün hareket mekanızmasını çözecekler ve canlandırabilecekleri özgün oyuncaklarını yapacaklardır.
‘linolyum baskı atölyesi’,
yetişkinlere, 150 TL
1 şubat 2014/cumartesi, 10.00-17.00
eşlikçi : Raziye
Kubat
Bu
atölye çalışmasında katılımcılar, linol ile tanışarak, linol plakaya görselin
aktarımı, oyma işlemi yaparak; plakalardan baskı ve çoğaltım,
alternatif/artistik baskı olanakları ile çalışmalar gerçekleştirecektir.
‘akordiyon kukla atölyesi’,
5-7 yaş, 40 TL
2 şubat 2014/pazar, 10.00-11.30
eşlikçi : Sedef Kermen
Bir
karakter tasarım sürecindeki, farklı aşamaların deneyimlendiği bu atölye çalışmamızda, çocukların sanatla kendini ifade etmekten zevk alması
hedeflenmektedir. Çocuklar bu programda, kağıt
malzeme ile bir karakter tasarlayacaklar, akordeon mantığını kullanarak
kuklanın hareket mekanızmasını çözecekler
ve canlandırabilecekleri özgün oyuncaklarını
yaratacaklar.
‘içimizdeki
kahramanlar maske atölyesi’, 7-11 yaş, 100 TL
2 günlük atölye
çalışmasıdır, 14.00-15.30
2 şubat
2014/pazar-şekillendirme
4 şubat
2014/salı-boyama
eşlikçi : Gizem
Gürsel
Bu
atölye calışmasında cocuklar, motor becerilerini geliştirirken, içlerindeki
kahramanları renkli hayal güçleri ile dışsallastırıp özgün birer maske
yapacaklardır.
‘pop-up kukla atölyesi’,
7-11 yaş, 40 TL
3 şubat 2014/pazartesi, 10.00-11.30
eşlikçi : Sedef
Kermen
Bir
karakter tasarım sürecindeki, farklı aşamaların deneyimlendiği bu atölye
calışmamızda, çocukların sanatla kendini ifade etmekten zevk alması
hedeflenmektedir.
Çocuklar konik kukla da dediğimiz teknik
ile palyaço vb. karakterler tasarlayacaklar. Popup tekniği ile figürün hareket
mekanizmasını çözecekler ve canlandırabilecekleri özgün oyuncaklarını yaratacaklar.
‘hayatın sesleri müzik atölyesi’,
6-11 yaş, 40 TL
4 şubat 2014/salı, 10.00-11.30
eşlikçi : İlkay
Yılmaz
Bu
atolye calismasinda cocuklar, hayatin akisinda olan ve hep farkina vardigimiz
seslerden olusan kucuk muziklerin yanisira esasinda arka planda devam eden ve
buyuk bir orkestra olusturan sesleri
duymayi, dinlemeyi fark edip bu buyuk orkestraya dahil olmayi
deneyimleyecekler. Ve bu sekilde her cocuk, kendi ozel muzik yolculugunu
yapacaktir.
‘sihirli baskı atölyesi’,
6-11 yaş, 40 TL
4 şubat 2014/salı, 10.00-11.30
eşlikçi : Güneş
Acur
‘hayalimden kağıda baskı atölyesi’,
6-11 yaş, 40 TL
5 şubat 2014/çarşamba, 10.00-11.30
eşlikçi : Güneş
Acur
Bu
atölye çalışmasında çocukların; baskı resim tekniğini kullanarak negatif
pozitif kavramlarını öğrenerek farklı
bakış açısı yakalaması amaçlanır. Çocuklar köpük panolara desenlerini çizerler.
Eğitmen eşliğinde desenin konturları ısı yardımı ile yer yer çukur, yer yer
yüksekte bırakılır ve dokusu belirlenir. Yüzey fırça, sünger yardımı ile ister tek renk ister birden fazla
renkle boyanır. Resim kağıdı boyalı yüzey ile örtüştürülerek el veya bir tahta
kaşık yardımı ile yüzeyin baskısı alınır.
‘atık malzemelerin sesleri atölyesi’,
6-9 yaş, 40 TL
5 şubat 2014/çarşamba, 12.30-14.00
eşlikçi : Günay
Acar
Bu
atölye çalışmasında çocuklar, günlük hayatlarında farklı işlevlerle tanıdıkları
ve sonrasında ‘atık’ olan malzemeleri kullanarak fonksiyonel müzik aletleri
yaparken eglenceli dakikalar geçirecek ve sonrası kendi yarattıkları aletlerin
ses olanaklarını keşfederek çalışma sonunda kendi müziklerini yapacaklardır.
‘stop-motion atölyesi’,
7-12 yaş, 45 TL
6 şubat 2014/perşembe, 10.00-12.00
eşlikçi : Fırat
Bingöl-Endam Acar
“Stop
Motion” durağan 3 boyutlu objeleri hareket edermiş gibi gösteren bir animasyon
türüdür. Çocuklar için en önemlisi, stop motion tekniği ile birlikte fotoğraf
çekmeyi öğrenmektir. Hikayenin devamlılığını, satrançtaki gibi, bir hamle
yapmadan on hamle öncesini düşünebilmeyi kavratır. Bir diğer önemli nokta ise
çocuğun grup içinde kendi fikirlerini dile getirme şansını elde etmesidir.
Gruptaki bütün çocuklar söz sahibi olur.
‘içimizdeki
kahramanlar maske atölyesi’, 7-11 yaş, 100 TL
2 günlük atölye
çalışmasıdır, 14.00-15.30
6 şubat
2014/perşembe-şekillendirme
7 şubat
2014/cuma-boyama
eşlikçi : Gizem
Gürsel
Bu
atölye calışmasında cocuklar, motor becerilerini geliştirirken, içlerindeki
kahramanları renkli hayal güçleri ile dışsallastırıp özgün birer maske
yapacaklardır.
‘mum modelleme ile kolye ucu yapımı atölyesi’, yetişkinlere , 150 TL
9 şubat 2014/pazar, 11.00-17.00
eşlikçi : Ayşegül
Türemen
Bu
atölye çalışmasında katılımcılar,
mücevher yapımında kullanılan model mumu ile kolye ucu yapacaklardır. Bu
çalışma sonrasında ortaya çıkan mum modeller, döküm tekniği kullanılarak,
dışarıda bir döküm atölyesinde istenilen metale (bronz, gümüş, altın)
dönüştürülecektir.
* Atölye
çalışmaları 8 katılımcı ile sınırlıdır.
Tüm okuyucularıma sevgiler...
Deniz Tunç Tasarım 2014 koleksiyonu “Neo Dizilimler”
Deniz Tunç Tasarım, 2014’e yeni koleksiyonu “Neo Dizilimler” ile giriyor. Desenlerden arındırılmış,
yalın doku ve formlarıyla dikkat çeken yeni koleksiyonunun yaratım sürecinde tasarımcı,
formları üst üste bindirerek algısını deneysel dizilimlere zoom'lamış..
Işık, paravan, sehpa ve aksesuar ağırlıklı “Neo Dizilimler” koleksiyon ürünlerinin
Astro (avize), Budak (dressuvar), İkat (paravan), Odak (lamabader), Saran (paravan) gibi isimleri var.
Koleksiyonun cam ve metal ağırlıklı ürünleri, geleceğe dönük yüzleriyle "unique" birer çağdaş sanat objesi...
yalın doku ve formlarıyla dikkat çeken yeni koleksiyonunun yaratım sürecinde tasarımcı,
formları üst üste bindirerek algısını deneysel dizilimlere zoom'lamış..
Işık, paravan, sehpa ve aksesuar ağırlıklı “Neo Dizilimler” koleksiyon ürünlerinin
Astro (avize), Budak (dressuvar), İkat (paravan), Odak (lamabader), Saran (paravan) gibi isimleri var.
Koleksiyonun cam ve metal ağırlıklı ürünleri, geleceğe dönük yüzleriyle "unique" birer çağdaş sanat objesi...
Yerleştirildikleri mekana özgün karakterleriyle yeni anlamlar kazandırıyorlar..
27 Ocak 2014 Pazartesi
Karne Hediyesi
Karne heyecanının son bulduğu, sömestr tatilinin start aldığı şu günlerde miniklerin keyfine diyecek yok kanımca. Günlerce ebeveynlerinin başının etini yiyen yaramazlar biliyorum, tatil hayalleri ile yanıp tutuşan. Onlar da kendilerine göre çok haklılar tabi, koca bir dönem boyunca çalışıp, yoruldular. Sınav stresi, uyku bölünmesi, ödev telaşı gibi kaygılar taşıdılar minnacık bünyelerinde. Şimdi dinlenme zamanı.
Bir çok ebeveyn karne hediyesi altında maddiyatı ağır olan şeyler aldılar çocuklarına, tabi bu kişiye göre değişen bir unsur ama oldum olası çocuğa özellikle karne hediyesi diye maddi yönü ağır basan hediyeler alınmasına karşıyım. Artık bende bir anneyim ve asla ama asla çocuğuma güzel not getirdi diye ve sanki bu bir lütufmuş gibi ona hediye şöleni yaşatmayacağım. Bu çok saçma. Hangimiz karne hediyeleri ile büyüyen bir çocukluk geçirdik ki ? Benim karne hediyesinden anladığım ve hafızamda yer alan şey; o tatili şehirden uzak yaşayan kuzenlerimle geçirmekti mesela, ohh benden mutlusu yoktu hemde. Manevi yönü ağır basan, ufak farklılıklar her şeye değer diye düşünüyorum. Tabi bunu en yakınlarıma bile anlatamıyorum, ama bu böyledir biline.
Minik kalpler için ufak bir araştırma yaptım, her şey çocuklar gülsün diye :) İstanbul'da çeşitli yerlerde miniklere özel etkinlikler var, bazılarını sizinle paylaşmaya karar verdim. Bizim kelebek daha çok ufak ama ben şimdiden onun karne aldığı günlerin hayali ile mutlu oluyorum.
İşte size miniklere verebileceğiniz şahane KARNE HEDİYELERİ :)
Türkiye’nin ilk çizgi
film temalı yemek workshop’u (İstanbul)
Dünyaca ünlü Winx Club perileri, çocuklar için 26 Ocak’ta başlayıp Mayıs ayına kadar sürecek bir etkinliğe imza atıyor. Türkiye’nin en genç ve ödüllü şeflerinden Serkan Bozkurt’un kurduğu Maslak Chef’s Table Mutfak Akademisi’nde gerçekleşecek workshop’ta, Winx Club’ın çizgi filminden esinlenerek; cupkekler, minik kurabiyeler, pastalar, kokteyller hazırlayacak. Her birisine de Winx Perileri’nin ismi verilecek.
Dünyaca ünlü Winx Club perileri, çocuklar için 26 Ocak’ta başlayıp Mayıs ayına kadar sürecek bir etkinliğe imza atıyor. Türkiye’nin en genç ve ödüllü şeflerinden Serkan Bozkurt’un kurduğu Maslak Chef’s Table Mutfak Akademisi’nde gerçekleşecek workshop’ta, Winx Club’ın çizgi filminden esinlenerek; cupkekler, minik kurabiyeler, pastalar, kokteyller hazırlayacak. Her birisine de Winx Perileri’nin ismi verilecek.
Ücreti: 150 TL
Bilgi için: chefstable.com.tr
Bilgi için: chefstable.com.tr
Minik heykeltıraşlar iş
başında (İstanbul)
Artık heykeller de hayatımızın bir parçası ve hatta oyuncaklarımız olabiliyor. PACE Çocuk Sanat Merkezi ve Akbank Sanat işbirliği ile gerçekleştirilen atölye çalışması, 7-14 yaş grubundaki çocuklara hayallerindeki oyuncak heykelleri yapma ve hatta bu heykellerle oynama imkanı sunuyor. Sadece 15 katılımcıyla yapılacak etkinlik 6 Şubat 2014, Perşembe saat: 14.00-15.30 ve 7 Şubat 2014, Cuma saat: 14.00-15.30 arasında gerçekleşecek.
Artık heykeller de hayatımızın bir parçası ve hatta oyuncaklarımız olabiliyor. PACE Çocuk Sanat Merkezi ve Akbank Sanat işbirliği ile gerçekleştirilen atölye çalışması, 7-14 yaş grubundaki çocuklara hayallerindeki oyuncak heykelleri yapma ve hatta bu heykellerle oynama imkanı sunuyor. Sadece 15 katılımcıyla yapılacak etkinlik 6 Şubat 2014, Perşembe saat: 14.00-15.30 ve 7 Şubat 2014, Cuma saat: 14.00-15.30 arasında gerçekleşecek.
Ücreti: 5 TL
Bilgi: www.akbanksanat.com
Bilgi: www.akbanksanat.com
Ali Baba’nın Çiftliği
(İstanbul)
İki perdelik çocuk müzikali Ali Baba’nın Çiftliği, 27 Ocak Pazartesi saat 13:00’de Akatlar Kültür Merkezi’nde çocuk izleyicileriyle buluşacak. Sarıyer Sanat Tiyatrosu’nun bu keyifli oyununu Sabahattin Mutluer kaleme aldı. 60 dakika süren oyunda hayvanlara çok iyi davranan Ali Baba’nın çiftliğinin zalim baron tarafından ele geçirmek istenmesi konu ediliyor.
İki perdelik çocuk müzikali Ali Baba’nın Çiftliği, 27 Ocak Pazartesi saat 13:00’de Akatlar Kültür Merkezi’nde çocuk izleyicileriyle buluşacak. Sarıyer Sanat Tiyatrosu’nun bu keyifli oyununu Sabahattin Mutluer kaleme aldı. 60 dakika süren oyunda hayvanlara çok iyi davranan Ali Baba’nın çiftliğinin zalim baron tarafından ele geçirmek istenmesi konu ediliyor.
Ücreti: 20 TL
Bilgi: www.sariyersanat.com
Bilgi: www.sariyersanat.com
PS4 turnuvasına hücuuum!
(İstanbul)
24 -31 Ocak 2014 tarihleri arasında hafta içi günlerde karnesiyle Optimum Outlet İstanbul’un danışma bankosuna gelen öğrencilere sürpriz karne hediyeleri dağıtılacak. Ayrıca 06 Şubat 2014 Perşembe günü saat 13:00 ile 20:00 arasında PS4 Turnuvası düzenlenecek. Tüm PS4 meraklılarına duyurulur.
24 -31 Ocak 2014 tarihleri arasında hafta içi günlerde karnesiyle Optimum Outlet İstanbul’un danışma bankosuna gelen öğrencilere sürpriz karne hediyeleri dağıtılacak. Ayrıca 06 Şubat 2014 Perşembe günü saat 13:00 ile 20:00 arasında PS4 Turnuvası düzenlenecek. Tüm PS4 meraklılarına duyurulur.
Bilgi: www.optimumoutlet.com
Haydi kış okulunda
İngilizce öğrenmeye! (İstanbul)
Sömestr tatilinde eğlenirken öğrenmek isteyenler için British Side bir kış
okulu hazırladı. Eğitim programının ilk haftası 27-28-29-30-31 Ocak 2014,
ikinci haftası ise 3-4-5-6-7 Şubat 2014 tarihleri arasında Bağdat Caddesi’ndeki
şubede gerçekleşecek. Eğitimler ise deneyimli ve ana dili İngilizce olan
öğretmenler tarafından verilecek.
Ücret: İlk hafta 750 TL,
ikinci hafta 1250 TL
Bilgi: www.britishside.com
Bilgi: www.britishside.com
Kanyon'da ücretsiz
tiyatro şenliği (İstanbul)
BKM & Kelebek Yapım ortak yapımcılığında blacklight gösteri tekniği ile Kanyon’a özel olarak hazırlanan çocuk oyunu “Cesur Karabatak” 5-11 yaş arasındaki tüm çocuklara hitap ediyor. Oyun, 25-26 Ocak, 1-2 ve 8-9 Şubat tarihlerinde 12:00 ve 15:00 saatlerinde Kanyon Cinemaximum Salon 7’de ücretsiz sahnelenecek.
BKM & Kelebek Yapım ortak yapımcılığında blacklight gösteri tekniği ile Kanyon’a özel olarak hazırlanan çocuk oyunu “Cesur Karabatak” 5-11 yaş arasındaki tüm çocuklara hitap ediyor. Oyun, 25-26 Ocak, 1-2 ve 8-9 Şubat tarihlerinde 12:00 ve 15:00 saatlerinde Kanyon Cinemaximum Salon 7’de ücretsiz sahnelenecek.
Bilgi: www.kanyon.com.tr
16 Ocak 2014 Perşembe
Gribal ve de Tribal
Yazının başlığından da anlayacağınız üzre bu bir enfeksiyon vakkası, geçtiğimiz haftalarda Aden Rüzgar epey telaşlandırdı bizi. Malum bir de ilk çocuk, tecrübesizlikte var serde. Bu sebeple zor zamanlar yaşadığımız doğrudur. Bir sabah uyandığımızda baktım çocuk öksürüyor, kıyamam ben ona küçük adamım benim tam öksürmeyi de bilmiyor :) Ortaya karışık bir şeyler yapıyor anlayacağınız. Bu arada küçük adam dediğime bakmayın baya baya büyüyoruz biz. Cumartesi günü tam dört aylık olacağız :)
Neyse... Tabi o öksürüğü duyunca sardı beni bir telaş, babamızı aradım ve hemen hastanede buluştuk. Tam tahmin ettiğim gibi çocuk birinden enfeksiyon kapmış ve öksürüğe sebep oymuş. Çok ama çok sinirlendim, kalabalık bir ortama girmiştik bir dönem, orada hiç ama hiç hoşlanmadığım şeyi yaptılar bir kaç münasebetsiz. Küçücük bebeği öpmek ne oluyor Allah aşkına, biri bunu açıklasın bana ? Ben kendi bebeğimi öpmeye kıyamıyorum, geliyor yabancının biri pat diye yapışıyor çocuğun yanağına. Bu kadar acımasız eleştiri yapıyorum diye karşı çıkanlar olabilir aranızda ama bu yoruma kapalı bir konudur. Sonbahar & kış ayları grip virüsünün en yaygın olduğu mevsimler, tek ricam bu konuda biraz daha tedbirli olmamız. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar... Bu konu hakkında :)
Doktorumuz Müjde Hanım epey ilgilendi Rüzgo ile, basit formüllü bir öksürük şurubu yazdı. Allah'tan ki öksürük ciğerlerine inmemişti. Eve geldik ve Rüzgo ateşlendi, böyle durumlarda içim çok acır, yanar ama çok soğuk kanlı durabilirim bir yandan da. Şükür ki Rüzgo'nun ateşlenmesinde de böyle davrandım ve bir kaç doktor tavsiyesi ile ateşini düşürebilmeyi başardım. Ertesi gün tekrar götürdük Rüzgo'yu hastaneye, bu sefer durum bir tık daha ilerlemişti, acayip moralim bozuldu doğal olarak. Biliyorum çocuk bu, hasta olacak, burnu akacak öyle öyle büyüyecek ama anne yüreği işte. Öte yandan işe başlayacak olmamın telaşesini de taşıyordum, istiyordum ki çocuğum benim kendi ellerimde iyileşsin de onu öyle bırakıp işe gelmeyeyim. Ve öyle oldu da :) Rüzgar'ın şurubunu değiştirdi Müjde Hanım, bol bol serum fizyolojik uyguladık bir de. İki-üç güne toparladı paşam. Ama ya sonra ne oldu dersiniz ? Biz karı-koca kaptık mikrobu. Haydaaaa... Bu seferde kim kime bakacak şaşırdık, aldık soluğu Bursa'da. Bıraktım kendimi annemin ellerine :) Koca bir yanda ben bir yanda, Rüzgo gülücükleriyle... Neyse ki atlatmayı başardık bu virüsü bu seferlik. Allah'ım bir daha yaşatmasın, hele ki bebeğime... Dayanamıyorum, eriyorum onun acı çektiğini gördükçe. İstiyorum ki ona bir şey olmasın, canı yanmadan büyüyüversin :)
Anne olmak harika bir duygu. Hastalıkta sağlıkta, uykusuz her gecede... Hayatım boyunca başıma gelen en güzel şey Aden... O'nun varlığı unutturuyor her şeyi. İşten eve o berbat trafiği çekip çok geç saatte ve yorgun geliyorum ama onu bir görüyorum ya, o bana öyle neşeli neşeli gülüyor ya bitiyor her şey. İnanın uykusuzluğa gelemeyen ben, ofiste hiç uyuklamıyorum :) Allah veriyor her şeyin gücünü. Bu büyük bir mucize.
Lütfen başkalarının çocuklarını uzaktan sevmeyi bilelim, siz bir kere öpeceksiniz diye hem çocuk hem anne hem baba kahroluyor. Ve o zaman onların yanında kimse olmuyor (!) Bu konuda daha çok özveri ve her şeyden önce saygı bekliyorum ben kendi adıma.
Sağlıcakla kalın...
Neyse... Tabi o öksürüğü duyunca sardı beni bir telaş, babamızı aradım ve hemen hastanede buluştuk. Tam tahmin ettiğim gibi çocuk birinden enfeksiyon kapmış ve öksürüğe sebep oymuş. Çok ama çok sinirlendim, kalabalık bir ortama girmiştik bir dönem, orada hiç ama hiç hoşlanmadığım şeyi yaptılar bir kaç münasebetsiz. Küçücük bebeği öpmek ne oluyor Allah aşkına, biri bunu açıklasın bana ? Ben kendi bebeğimi öpmeye kıyamıyorum, geliyor yabancının biri pat diye yapışıyor çocuğun yanağına. Bu kadar acımasız eleştiri yapıyorum diye karşı çıkanlar olabilir aranızda ama bu yoruma kapalı bir konudur. Sonbahar & kış ayları grip virüsünün en yaygın olduğu mevsimler, tek ricam bu konuda biraz daha tedbirli olmamız. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar... Bu konu hakkında :)
Doktorumuz Müjde Hanım epey ilgilendi Rüzgo ile, basit formüllü bir öksürük şurubu yazdı. Allah'tan ki öksürük ciğerlerine inmemişti. Eve geldik ve Rüzgo ateşlendi, böyle durumlarda içim çok acır, yanar ama çok soğuk kanlı durabilirim bir yandan da. Şükür ki Rüzgo'nun ateşlenmesinde de böyle davrandım ve bir kaç doktor tavsiyesi ile ateşini düşürebilmeyi başardım. Ertesi gün tekrar götürdük Rüzgo'yu hastaneye, bu sefer durum bir tık daha ilerlemişti, acayip moralim bozuldu doğal olarak. Biliyorum çocuk bu, hasta olacak, burnu akacak öyle öyle büyüyecek ama anne yüreği işte. Öte yandan işe başlayacak olmamın telaşesini de taşıyordum, istiyordum ki çocuğum benim kendi ellerimde iyileşsin de onu öyle bırakıp işe gelmeyeyim. Ve öyle oldu da :) Rüzgar'ın şurubunu değiştirdi Müjde Hanım, bol bol serum fizyolojik uyguladık bir de. İki-üç güne toparladı paşam. Ama ya sonra ne oldu dersiniz ? Biz karı-koca kaptık mikrobu. Haydaaaa... Bu seferde kim kime bakacak şaşırdık, aldık soluğu Bursa'da. Bıraktım kendimi annemin ellerine :) Koca bir yanda ben bir yanda, Rüzgo gülücükleriyle... Neyse ki atlatmayı başardık bu virüsü bu seferlik. Allah'ım bir daha yaşatmasın, hele ki bebeğime... Dayanamıyorum, eriyorum onun acı çektiğini gördükçe. İstiyorum ki ona bir şey olmasın, canı yanmadan büyüyüversin :)
Anne olmak harika bir duygu. Hastalıkta sağlıkta, uykusuz her gecede... Hayatım boyunca başıma gelen en güzel şey Aden... O'nun varlığı unutturuyor her şeyi. İşten eve o berbat trafiği çekip çok geç saatte ve yorgun geliyorum ama onu bir görüyorum ya, o bana öyle neşeli neşeli gülüyor ya bitiyor her şey. İnanın uykusuzluğa gelemeyen ben, ofiste hiç uyuklamıyorum :) Allah veriyor her şeyin gücünü. Bu büyük bir mucize.
Lütfen başkalarının çocuklarını uzaktan sevmeyi bilelim, siz bir kere öpeceksiniz diye hem çocuk hem anne hem baba kahroluyor. Ve o zaman onların yanında kimse olmuyor (!) Bu konuda daha çok özveri ve her şeyden önce saygı bekliyorum ben kendi adıma.
Sağlıcakla kalın...
6 Ocak 2014 Pazartesi
Çalışan Anne
Çok uzun zamandır blogu boşladığımın farkındayım ancak Rüzgo tüm zamanımı alıyor neredeyse. İşe başlayacağım için de pek üstüne düşmedim açıkçası blog falan :) İşte o gün geldi çattı... Ben bugün işime geri döndüm. Daha dün akşamdan başladım ağlamaya, içim çok tuhaftı. Bir yandan suçluluk duygusu bir yandan onun bana olan ihtiyacı diğer yandan kariyer yapma hevesi... Ne varsa işte...
Hiç kolay olmuyor tabi, insan duygu karmaşası yaşıyor. Nasıl zormuş anne olmak, nasıl zormuş evladından ayrı kalmak... Yüreğim taşıması zor, anlatması güç hisler ile cebelleşiyor. Sanırım bu tüm çalışan annelerin ortak kaderi, Allah'tan ki ben şanslıyım, Rüzgo'ya babaannesi bakacak. Bakıcı vs ile uğraşmayacağım çok uzun süre belki ilerde... Sevgi ile büyüyeceği için yüreğim soğuyor bir nebzede olsa. Sabaha geri dönecek olursak, evden çıkmak çok güçtü. Aden Rüzgar sanki işe gideceğimi anlamış gibi bütün gece kıpır kıpırdı. Sabahta benle birlikte kalktı, babaannemiz de o sürede eve çoktan gelmişti. Bir yandan hazırlanıyordum bir yandan da kahroluyordum tabiri caizse. Pek üzerinde durmamaya çalışsam da hislerime engel olamıyor, yapamıyordum. Kokusunu içime çeke çeke bir hal oldum. Kendimi kötü anne olarak ilan ettim içten içe. Psikoloğum ile defalarca bu konuyu konuşmamıza rağmen atamıyordum o duygu yükünü nitekim artık onu bırakma zamanım gelmişti. Son kez kokladım, öptüm öptüm ve çıktım evden. Şirkete gelene kadar zırladım ama nihayetinde artık kendime gelmem gerekiyordu neticede buna hazırlamıştım kendimi. Şirketime karşıda sorumluluklarım vardı, silkelendim ve bana yaraşır şekilde geldim ofise. Burayı da çok özlemişim, müdürümü, çalışma arkadaşlarımı, masamı :)
Hayat işte ne olursa olsun alışıyor insan. İçimde bir yerlerde acıyan tarafım var ama her şey güzel günler için. Oğluma borçluyum bunu... Ona güzel günler borçluyum, güzel hatıralar, güzel bir gelecek. İşte şimdi güç bende diyorum ve yoluma kaldığım yerden devam ediyorum. Bir çocuğun geleceğinden başka hiçbir şey önemli olmamalı, belkide anne olmak böyle bir şey.
Günün ikinci yarısında babaannesi ve dedesi oğlumu alıp şirkete getirmişler. Bana da çiçeğiniz var dediler, danışmaya indiğimde gözlerime inanamadım. Nasıl ama nasıl mutlu oldum tahmin edemezsiniz, işte o zaman kelimenin tam anlamıyla ohh be çektim. Alışacaktım, alışmalıydım.
İyi ki ama iyi ki varsın annecim, canıma can kattın 18 Eylül'de ve bugün de gücüme güç. Bunları bana yaşattığın için ben sana çok teşekkür ederim Aden'im. Cennetten esen Rüzgar'ımmm...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)