6 Ocak 2014 Pazartesi

Çalışan Anne

Çok uzun zamandır blogu boşladığımın farkındayım ancak Rüzgo tüm zamanımı alıyor neredeyse. İşe başlayacağım için de pek üstüne düşmedim açıkçası blog falan :) İşte o gün geldi çattı... Ben bugün işime geri döndüm. Daha dün akşamdan başladım ağlamaya, içim çok tuhaftı. Bir yandan suçluluk duygusu bir yandan onun bana olan ihtiyacı diğer yandan kariyer yapma hevesi... Ne varsa işte...

Hiç kolay olmuyor tabi, insan duygu karmaşası yaşıyor. Nasıl zormuş anne olmak, nasıl zormuş evladından ayrı kalmak... Yüreğim taşıması zor, anlatması güç hisler ile cebelleşiyor. Sanırım bu tüm çalışan annelerin ortak kaderi, Allah'tan ki ben şanslıyım, Rüzgo'ya babaannesi bakacak. Bakıcı vs ile uğraşmayacağım çok uzun süre belki ilerde... Sevgi ile büyüyeceği için yüreğim soğuyor bir nebzede olsa. Sabaha geri dönecek olursak, evden çıkmak çok güçtü. Aden Rüzgar sanki işe gideceğimi anlamış gibi bütün gece kıpır kıpırdı. Sabahta benle birlikte kalktı, babaannemiz de o sürede eve çoktan gelmişti. Bir yandan hazırlanıyordum bir yandan da kahroluyordum tabiri caizse. Pek üzerinde durmamaya çalışsam da hislerime engel olamıyor, yapamıyordum. Kokusunu içime çeke çeke bir hal oldum. Kendimi kötü anne olarak ilan ettim içten içe. Psikoloğum ile defalarca bu konuyu konuşmamıza rağmen atamıyordum o duygu yükünü nitekim artık onu bırakma zamanım gelmişti. Son kez kokladım, öptüm öptüm ve çıktım evden. Şirkete gelene kadar zırladım ama nihayetinde artık kendime gelmem gerekiyordu neticede buna hazırlamıştım kendimi. Şirketime karşıda sorumluluklarım vardı, silkelendim ve bana yaraşır şekilde geldim ofise. Burayı da çok özlemişim, müdürümü, çalışma arkadaşlarımı, masamı :)

Hayat işte ne olursa olsun alışıyor insan. İçimde bir yerlerde acıyan tarafım var ama her şey güzel günler için. Oğluma borçluyum bunu... Ona güzel günler borçluyum, güzel hatıralar, güzel bir gelecek. İşte şimdi güç bende diyorum ve yoluma kaldığım yerden devam ediyorum. Bir çocuğun geleceğinden başka hiçbir şey önemli olmamalı, belkide anne olmak böyle bir şey.

Günün ikinci yarısında babaannesi ve dedesi oğlumu alıp şirkete getirmişler. Bana da çiçeğiniz var dediler, danışmaya indiğimde gözlerime inanamadım. Nasıl ama nasıl mutlu oldum tahmin edemezsiniz, işte o zaman kelimenin tam anlamıyla ohh be çektim. Alışacaktım, alışmalıydım.

İyi ki ama iyi ki varsın annecim, canıma can kattın 18 Eylül'de ve bugün de gücüme güç. Bunları bana yaşattığın için ben sana çok teşekkür ederim Aden'im. Cennetten esen Rüzgar'ımmm...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder